Giriş
Astrolojik haritalar yalnızca gezegenlerin değil, aynı zamanda asteroidlerin de sembolik işleyişini gözlemlememize olanak tanır. Bu çalışmada, 1 Kasım 2025 tarihinde resmi açılışı yapılan Grand Egyptian Museum’un arka planına derinlemesine bakıyoruz.
Mısır devleti için adeta yarım asrı bulan bir rüyanın gerçekleştiği bir ana tanıklık ettiğimiz zamanlar yaşıyoruz. 1990’ların başında düşünülerek 2002 yılında temeli atılan Büyük Mısır Müzesi resmi olarak 1 Kasım 2025 tarihinde büyük-mega proje olarak açıldı.
Gize Plato’su yakınındaki 50 hektarlık alanında, yaklaşık 100 000’den fazla arkeolojik eseri barındırmayı amaçlıyor ki bu rakamlar gerçekten etkileyici. Mısır medeniyetin binlerce yıllık tarihini düşündüğümüzde ise eserlerin günümüz dünyasına dönüştürülmesi zaten başlı başına etkileyici diyebiliriz.
Pek tabi bu bir süreç ve proje haliyle çok kez ertelendi, bölgesel ve küresel krizlerden etkilendi; ama nihayet “tek bir medeniyet için en büyük arkeoloji müzesi” olarak lanse edildi. İşte biz astrologlar için de lanse edilen an haritası gayet önemli bir rol oynuyor. Ayrıca Mısır devleti için de büyük bir başarıyı simgeliyor. O nedenle hem an haritasını hem de Mısır’ın kuruluş anı haritasını incelemek önemli bir bakış açısı kazandıracaktır.
Açılış anı, hem yerel bir devlet etkinliği olarak gözlemlenebilir hem de dünyadaki birçok şehirde eş zamanlı izlenen, küresel sembolizm taşıyan bir kutlama olduğu için dünya astrolojisi alanına da hizmet edebilir diyebiliriz. Yapacağımız yorumları küresel kolektif bilinç düzeyinde okunması gereken göstergeler olduğunu ifade etmek isterim.
Astrolojide asteroidlerin yeri ve rolüne geldiğimizde de aynı bağlamı yakalıyoruz, değil mi? Aslında asteroidler keşfedildikleri an gökyüzü koordinatlarına birer çentik atıyorlar. Bu anlar bizler için birer yorumlayıcı astrolojik verilere dönüşüyor. Ama daha önemli bir kavram da burada yer alıyor. Özellikle isimlendirildikleri anda insanlığın kolektif bilincinde yeni bir temayı taşımaya başlıyorlar. Bu nedenle, Grand Egyptian Museum’un açılış anını, kültürel miras ile ilişkilendireceğimiz Giza asteroidi ile inceleyeceğiz. Bu sayede gökyüzü ile yer arasındaki kadim diyaloğun çağdaş bir yankısını gözleyeceğiz…
Wikipedia’da yer alan bilgilere göre açılış 1 Kasım 2025 tarhinde, saat 19:00 (yerel saat)’te, Kahire – Alexandria Desert Road (29°59’N, 31°12’E) koordinatlarında gerçekleşti. Ayrıca New York, Tokyo, İstanbul, Sydney, Paris ve Londra gibi merkezlerde de o bölgelerin yerel saati ile aynı anda yayınlandı ki bu büyük organizasyona küresel ortak kutlama niteliği katıyor. Mısır devleti için muazzam bir başarı ve dünya kültür tarihi için de büyüleyici bir an diyebiliriz.
Mısır Devleti’nin Cumhuriyet Haritası ve Temel Göstergeler
Analizimizi, Mısır Cumhuriyeti’nin kuruluş haritasını temel alarak gerçekleştireceğiz. (18 Haziran 1953, 23:30 GMT, Kaynak: Nicolas Campion). Açılış günü ve Mısır’ın haritasına ait transitler ve ikincil ilerletim (secondary progression) verilerini incelediğimizde, dikkat çekici senkronizasyonlar yakalıyoruz.

Mısır Devleti Kuruluş Haritası
Bir ülke düşünün… Tarihi, geçmişi ve mirası bin yıllara uzanıyor. Haliyle o ülkenin kültürel aktarımı ve coğrafi konumu da oldukça ön plana çıkıyor. Hem jeopolitik olarak da değerlendirebiliriz hem de dünya tarihine aktarım olarak da… Ama tüm bu temaları bir araya getirmek için ülke haritasına baktığımızda 4. eve yönelmemek imkansız gibi…
Dikkat ederseniz, Mısır’ın 4. evi ve IC derecesi haritada son derece güçlü bir merkez oluşturuyor. Çünkü 4. ev denilince aklımıza toprak ve kökler geliyor. Ulusal hafıza, geçmişin kültürel mirası da bu alana eşlik ediyor. Ülke her ne kadar modern zamanlarda kurulmuş olsa da kuruluş anı haritasında onun tarihine ve geçmişten taşıdıklarına şahit olmamız gerekir. Ki zaten Mısır gibi tarih boyunca uygarlıkların beşiği olmuş bir ülke için 4. ev temalarının bu kadar yoğunlaşması tesadüf değil. Bana kalırsa Mısır’ın 4. evi, adeta ulusun “genetik hafızasını” taşır nitelikte.
Merkür (4.ev): Merkür’ün konumu, ülkenin bilgiyi, yazıyı ve sembolleri koruma misyonuna işaret ediyor. Ki Mısır medeniyetinin hiyeroglifleri, kütüphaneleri ve bilgelik okullarıyla olan bağı, göstergenin doğrudan yansıması.
Uranüs Ic Kavuşumu (2° orb): Uranüs ise burada geçmişle gelecek arasındaki köprüyü kurmakta. Arkeolojik keşiflerle bilimin, gelenekle modernliğin birleşimini temsil ediyor. Yani Mısır’ın kendi tarihini sürekli yeniden keşfetme ve dünyaya modern biçimde sunma eğilimini açıklıyor diyebiliriz.
IC derecesine Satürn ve Neptün’ün kare açıyla bağlanması ise kök temanın kolay gelişmediğini, zaman zaman baskı, kriz ve yeniden yapılanma gerektirdiğini işaret ediyor. Satürn burada mirasın sorumluluğunu ve ağırlığını temsil ederken, Neptün de mirasın mitolojik, mistik ve ruhsal yönünü vurgulamakta. İki gezegenin de Ic derecesine kare açısı, Mısır’ın hem maddi hem sembolik kimliğini sürekli yeniden tanımlamak zorunda kalışını anlatıyor. Tarih boyunca yaşanan rejim değişimleri, işgaller ve yeniden yapılanmalar tam da bu dinamizmin ifadesi.
Ve dikkat ederseniz Satürn ve Neptün şimdilerde Balık burcunda birlikte ilerliyorlar. İkisi birlikte, kolektif bilinçte düzen–kaos, yapı–çözülme, madde–mana eksenini temsil eder. Şubat 2026’da Koç burcunda kavuşarak 36 yıllık yeni bir döngü başlatacaklar. Yani hem bireysel hem de toplumsal düzeyde “yeni bir düzenin doğuşu” zamanına gireceğiz. Tıpkı geçmiş döngülerindeki gibi (1989, 1953, 1917…) büyük ideolojik ve sistemsel dönüşümlerin yaşandığı dönemlerdeyiz diyebiliriz.
Henüz tarih olarak döngü girişi başlamadı fakat son dönemeçteki transit Satürn ve Neptün’ün, Mısır kuruluş haritasındaki Terazi Satürn, Neptün ile antiscia olarak bir bağlantısı yer alıyor. Tam derece olarak değil ama genel tabloya burç bazında bakabiliriz.
Antiscia, iki burcun ışık denkliği üzerinden kurulan gizli bağlardır. Görünürde açı yoktur ama bilinçdışı düzeyde birbirlerinin yankısı gibi çalışırlar. Balık ve Terazi burçları, element olarak farklı (su–hava), nitelik olarak değişken ve öncü eksenleri temsil etseler de birbirlerine ışık simetrisiyle bağlanırlar. Yani tematik olarak estetik–ruhsallık, güzellik–merhamet, denge–kurtuluş gibi öpeler üzerinden işlerler diyebiliriz.
Terazi adaletin iki kefesiyken, Balık ilahi adaleti, vicdani konuları temsil ederek ortak konuları yansıtır. Düşünün ki Balık burcunun sezgisel, bütünleştirici ve kutsal alanları temsil eden doğası, Terazi’nin uyum, sanat, diplomasi ve adalet ilkeleriyle birleşiyor. Dolayısıyla Satürn ve Neptün’ün şu anda Balık burcundaki seyri, Mısır haritasındaki Terazi yerleşimlerine görünmez ışık bağı aracılığıyla dokunuyor.
Balık, uygarlığın kutsal bilgisini, global tarihini ve manevi mirasını taşırken Terazi, bu bilgiyi estetik biçimde dünyaya sunmayı temsil ediyor. Sanat, yapı, güzellik, farklı medeniyetleri ortak bir köprüde bir araya getirme doğasını resmediyor. Gerçekten çok büyüleyici…
Binlerce yıllık Mısır uygarlığının, modern bir müze aracılığıyla yeniden ışığa çıkması gibi, görünmeyen bağ tam da bu zamanda görünür oldu. Bir nevi taşlar, toprak ve yer bilgisi yeniden konuşmaya başladı.
IC’ yöneticisi Ay ise Başak burcunda ve IC ile uyumlu bir sextile açı kuruyor. Yani halkın (Ay) pratik, düzenli ve hizmet odaklı yönünü vurgularken; aynı zamanda geçmişin (IC) bilgeliğini geleceğe taşıma görevini sembolize ediyor. Ay’ın yönetici olarak 4. evle kurduğu yumuşak bağ, halkın ülkenin tarihiyle kurduğu sezgisel bağı da güçlendirir diyeceğiz.
Ay, rahat etmediği bir yerleşimde olsa da Merkür ile yöneticilik bazında karşılıklı ağırlama yapıyor ve bir gece gezegeni olarak, gececil (nocturnal) bir burçta (Başak / toprak elementi) üçlü yöneticilik kazanıyor. Ayrıca haritada saat yöneticisi. Bu nedenle kültürel miras, halk ve koruma gibi konular farklı yollarla destekleniyor, öne taşınıyor diyebiliriz.
- Ay ile Merkür ağırlaması: Bilgi (Merkür) ile yön (Ay) birlikte çalışacaktır. Geçmişin hafızası, belgeler, yazılı tarih veya kültürel miras (Ay–Merkür teması) üzerinden ifade bulacaktır.
- Ay’ın üçlü yöneticilik asaleti: Başak’taki Ay için istikrar, süreklilik ve somut sonuç üretme kapasitesi ekleyebiliriz. İhtiyaçlar alanında zayıf görünse de pratik düzlemde üretken bir yerleşim diyeceğiz. Yani kültürel mirasın arşivlenmesi, restorasyonu ve korunması konusunda güçlü bir yerleşim.
- Saat Yöneticiliği: Ülke haritalarında ulusun temel dinamiği olarak yorumlayabiliriz. Burada tarih, kimlik ve aidiyet temaları ulusal bilinçte merkezi yer tutmaktadır. Düşünürseniz Mısır gibi hem Nil’in ritmine hem de Ay takvimine (İslam kültüründe de önemli) dayalı bir uygarlık için saat yöneticiliğindeki sembolizm oldukça önemli olarak görülüyor.
Sıraladığımız tüm göstergelerin yönettikleri burçlarını (ev yerleşimleri vb.) da hesaba kattığımızda, haritanın dinamik merkezinin gerçekten 4. ev çevresinde toplandığını görüyoruz. Merkür, Uranüs, Ay ve Satürn arasında kurulan çok katmanlı bir ağ var. Mısır’ın kaderinin köklerine, toprağına, geçmişine ve kültürel mirasına sürekli geri dönerek şekillendiğini açık biçimde gösteriyor.
Dolayısıyla, Büyük Mısır Müzesi’nin açılışının da 4. ev temasını yeniden aktive etmesi gerektiği sorularını akla taşıyor.

Açılış Transit Anı Haritası
İçte Mısır Devleti haritası ve dışta açılış transit zamanını değerlendirmek istediğimizde yer, mekan, tarih, miras gibi kavramları gözlemlemek için yine 4. eve yönelmemiz gerekir.
Tam bu tarihlerde transit Jüpiter’in Yengeç burcunda olduğunu görmek artık şaşırtıcı olmamalı. Jüpiter kendi yönettiği burçta yani kendi asaletinde ilerliyor. Sembolizm olarak hem büyüme hem de koruma anlamında olağanüstü güçlü bir yerleşim diyebiliriz. Jüpiter’in Yengeç’teki doğası, köklere dönmek, geçmişi kutsamak, kültürü korumak ve onu genişletmekle ilgilidir. Yani tam olarak müze açılışının sembolik karşılığı… Ulusun köklerinin büyütülmesi ve görünür hale getirilmesi diyeceğiz.
Üstelik Jüpiter, bu dönemde Satürn ile 120’lik bir açı paylaşıyor. Yani Satürn’e göre Jüpiter fazı büyüyor. İkilinin döngüsü 2020 yılında başladı. Bildiğiniz gibi 20 yıllık döngünün ilk çeyreğini bitiriyoruz. Yani aslında ilk açılan karesindeyiz. Bu dönem henüz sonlanmadı. Fakat şu anki dönemde Satürn’ün retrosu ile Balık burcuna dönüşü, Jüpiter ile üçgen açısına zemin hazırladı ki Jüpiter tam olarak 4. ev temalarını öne çıkartan güçlü bir tetikleyici olarak rol aldı. Kısaca bu ikiliyi geçmişi yapılandırarak (Satürn) gelecek için kültürel temaları globalize etmek (Jüpiter) olarak vurgulayabiliriz.
Jüpiter Yükseliyor!
Daha da dikkat çekici olan nokta, açılış anı haritasının yükselen derecesinin 12° İkizler olmasıdır. Mısır’ın 1953 Cumhuriyet haritasında Jüpiter 9° İkizler’de yer alıyor. Bu durumda açılış anının yükseleni, doğrudan Mısır’ın natal Jüpiter’ini aktive etmekte. Yani sembolik düzeyde ülkenin “ufkunun genişlemesi” anlamına geliyor.

Yükselen, olayın başlangıcını ve doğan enerjiyi temsil ederken Jüpiter de ulusal inanç sistemi, bilgelik, öğretim, bilgi ve dış dünyayla kurulan ilişkileri içeriyor. Dolayısıyla, müzenin açılışında yükselenin Jüpiter’i tetiklemesi, Mısır’ın dünyaya bilgi, kültür ve tarih aktarma misyonunun yeniden doğuşunu sembolize ediyor.
Bildiğiniz gibi İkizler burcu bilgiyi yaymak, bağlantı kurmak, anlatmak ve öğretmek prensibidir. Jüpiter’in İkizler burcundaki konumu, her ne kadar zararlı (detriment) sayılan bir yerleşim olsa da, sembolik olarak Mısır’ın bilgiyi, tarihi ve kültürel mirasını dünyaya aktarırken farklı dillere, kültürlere ve zihinlere hitap etme becerisini temsil eder.
Aslında Mısır; bilgelik ve anlamı (Jüpiter) çok seslilik ve bilgi çeşitliliği (İkizler) aracılığıyla yayar. Madalyonun diğer tarafı da var tabi. Bazen bilgelik derinliğinin dağılmasına veya anlamın farklı yorumlara bölünmesine neden olabilir. Örneğin, antik sembollerin zamanla farklı medeniyetlerde bambaşka şekillerde algılanması gibi.
Yine de zararlı konumu dengeleyen çok önemli bir unsur var. Merkür ve Jüpiter arasında yönetim ve yücelim bazında bir karşılıklı ağırlama yer alıyor. Merkür burada hem ulusal hafızayı hem de tarihsel belleği temsil ederken Jüpiter’le karşılıklı ağırlama ilişkisi sayesinde bilgi ve anlam arasında sezgisel bir aktarım kanalını kuruyor. Haliyle, Mısır’ın kültürel bilgelik geleneği yazılar, doktrinler yerine sezgisel bağlarla, mitoloji ve semboller aracılığıyla sürdürülebilir hale geliyor.
Ayrıca iki gezegen derece bazında antiscia ilişkisinde. Jüpiter 9°24′ İkizler’de ve Merkür 20°57′ Yengeç’te. Görünmez ışık bağı, Mısır’ın kadim bilgisinin (Jüpiter) halkın içsel belleğinde (Merkür–Yengeç) yankı bulduğunu, yani ulusun hafızasıyla evrensel bilginin birbirine ayna tuttuğunu işaret ediyor. Büyülü değil mi?
Biz her ne kadar insan elimizle tarihe müdahale etsek de liderler siyasi amaçlarla bilgi kirliliğini en önde taşısalar da o bilgilerin süzüleceği bir yer varsa bunun önüne geçilmiyor… Müze açılışı da tam olarak önlenemez enerjinin somut tezahürü olarak karşımızda duruyor.
Diğer önemli göstergeler:
IC yöneticisi Mısır haritasında Ay iken yücelim yöneticisi Jüpiter zaten büyük resmi gözler önüne seriyor. Fakat tetiklenen diğer noktalar da gerçekten önemli. Örneğin Transit Venüs 23° Terazi’de, Mısır haritasının 7. evine yaklaşmakta. Kendi yönettiği burçtaki ilerleyişi ile ulusal arenada ülkenin diğer ülkelerle ilişkilerini (7. ev) diplomasi ve iş birliği alanlarıyla estetik bir forma taşıyor diyeceğiz.
Aynı Venüs, Mısır haritasının Satürn–Neptün kavuşumunu da tetiklemekte. Yani, idealin (Neptün) biçime (Satürn) dönüşmesini, soyut bir hayalin somutlaşmasını temsil ediyor. Venüs’ün kavuşuma dokunuşu ise Mısır’ın kültürel ve estetik mirasının (özellikle de sanatsal, arkeolojik ve ruhsal yönleriyle) yeniden görünür hale gelmesine işaret ediyor.

İkincil İlerletimle Çakışan Temalar
İkincil ilerletim haritasında 4. evde tam bu tarihlerde burç değiştiren bir gezegen ile karşılaşıyoruz: “Venüs”. İkincil ilerletimde yıllar süren ağır ilerleyişi ile tam bu dönemde 0 derece Aslan burcuna geçmiş. Sembolik olarak güçlü bir yenilenme göstergesine işaret ediyor.
Aslan, Mısır haritasında 5. evi kesen burç da Aslan. Yani yaratıcılığı, organizasyonları, törenleri, kutlamaları ve sanatın sahneye çıkışını gözlemlediğimiz bölgenin burcuna geçen bir Venüs ile karşı karşıyayız. Kısaca ülkenin kültürel mirasını yeniden sergileme, onu sahneye taşıma ve dünya önünde kutlama arzusunun ifadesini gözlemliyoruz. Büyük Mısır Müzesi’nin açılışı tam olarak bu sembolik zamana denk geliyor. Venüs artık geçmişin sessizliğinden çıkıp, Aslan’ın ışığında görünürlük kazanıyor…
Helenistik kaynaklara dönersek, Venüs’ün 5. evde sevindiğini (joyfull) de biliyoruz. 5. ev doğası içinde Venüs ile ilişkili tuttuğumu konular örneğin sanat, estetik, zevk, kutlama, yaratıcı ifadenin tüm biçimleri vb. gezegenin doğasına en uygun biçimde çalışmaktadır.
Daha da ilginç olan ise ilerletim Venüs’ün yeni pozisyonunun, Mısır’ın natal Venüs’üyle antiscia bir ilişki kurmasıdır. Natal Venüs 11° Boğa burcundadır — ilerletim Venüs ise Aslan’ın ilk derecelerindedir. Derece olarak tam örtüşme olmasa da iki burç arasında ışık simetrisi (antiscia eğilimi) bulunuyor. Yani Boğa; kökler, toprak, somut değerler ile yaratıcı ifadenin temsili Aslan; sahne, temsil, parlaklık arasında görünmez bir enerji köprüsü oluşuyor. Başka bir deyişle, ülkenin geçmiş değerlerinin (Boğa Venüs), artık yeni bir ışık altında (Aslan Venüs) yeniden parlamaya başladığı anlara şahitlik ediyoruz. Ayrıca derece bazında da dikkat çekici bir bağlantı var. Mısır’ın natal Venüs’ü 11° Boğa’da, ikincil ilerletim Asc’si de 11° Yengeç’te. Aralarında keskin altmışlık açı paylaşıyorlar. Tarihi mirasın (Venüs) şimdi ulusal kimlik ve görünümle (Asc) uyumlu bir akışa yöneldiğini gösteriyorlar.
Asteroit Giza’nın (5249 Giza) Dikkat Çekici Aktivasyonu

Asteroid çalışmaları açısından bu haritada en dikkat çekici gösterge, hiç kuşkusuz 5249 Giza asteroidi olacak. Çünkü adını, Mısır’ın kalbi sayılan Gize Platosu’ndan alıyor ve tarih boyunca insanlığın en güçlü sembollerinden biri olan piramitlerle özdeşleşmiş bir ifadesi bulunuyor. Zaten Grand Egyptian Museum’un konumu da bu plato üzerinde. Piramitlerin hemen yakınında, onların tarihsel ve sembolik alanına dahil bir noktada yer alıyor. Dolayısıyla hem mekânsal hem de tematik olarak Giza asteroidiyle güçlü bir rezonans yakalayabileceğimizi düşünüyorum.
- Mısır’ın 1953 haritasında Giza asteroidi 11°43′ Yengeç’te yer alıyor.
- Mısır’ın ikincil ilerletim haritasında Asc derecesi de 11° Yengeç derecesine ulaşmış durumda. Çok anlamlı bir örtüşme yakalıyoruz. Giza’nın sembolizmi (Mısır’ın batı kıyısındaki piramitler, antik miras ve arkeolojik zenginlik) bu derece birlikteliğinde şaşırtıcı biçimde “canlanıyor”.
Derecenin denk geldiği Sabian sembolü için Dane Rudhyar’ın yorumunu aktarıyorum: Aurası, büyük bir öğretmenin reenkarnasyonu olduğunu gösteren bir bebeği emziren Çinli bir kadın.
Şimdi bu göstergeleri bir arada düşünelim. Yüzeyde “Çinli bir kadın” ifadesi var. Aslında Doğu’nun kadim bilgeliğini temsil ediyor. Ama özünde ırksal kimlik değil, kolektif bilgelik aktarımını simgeliyor. Yani buradaki Çinli figürü, direkt ülke olarak değil, insanlık tarihindeki Doğu’nun ezoterik ve ruhsal öğretisine işaret etmekte. Bilgeliğin, sabrın ve içsel sezginin arketipi olarak karşımızda duruyor.
Kadın, emzirme, annelik gibi dişil sembolizm ise bilgeliği besleyen, koruyan ve geleceğe aktaran bir figür. Çünkü kucağındaki bebek yeniden doğan bilgelik, yani kadim öğretinin yeni bir biçim kazanmasının ifadesi.
Sembolü Mısır bağlamında düşündüğümüzde, benzer bir arketiple karşılaşabiliriz. Yani insanlığın köklü bilgelik mirasını taşıyan uygarlıklardan biri olarak Mısır, yeni bir çağda yeniden beden buluyor diyebiliriz. Grand Egyptian Museum’un açılışı, kadim öğretinin (eski Mısır bilgeliği) modern dünyaya (bebek) aktarılmasını koruyucu bir bilinçle (kadın) gerçekleştiğini ifade ediyor.
Daha derin düzlemde, sembolün vurguladığı “ırksal özelliklerin kişisel ifade için temel oluşturması” fikri, Mısır’ın kendi kültürel kimliğini yeniden sahiplenmesi anlamında yorumlanabilir. Çünkü müzede kültürel genetik kodu çağdaş biçimde ifade edecek çalışmalar yürütülecek değil mi? Sonuçta Sabian sembolü, bilgeliğin dünyaya yeniden sunulduğu bir rahim konumunda.
Transit Giza asteroidi 20°19′ Koç
Açılış gününde transit Giza asteroidi 20°19′ Koç konumunda. Mısır’ın haritasında 12. eve düşüyor ve Satürn (20° Terazi) ile tam karşıt açı paylaşıyor. Aynı zamanda Mısır’ın IC noktası (19° Yengeç) ve Merkür (20° Yengeç) ile kare açıda. Resmen kolektif bir bağlantı var. Müze açılışı, sembolik açıdan değerlendirildiğinde, tarihin fiziksel bedene kavuştuğu bir an gibi okunabilir. Bir zamanlar görünmeyen (12. ev) miras, artık inşa edilmiş bir mekânda (Satürn) yeniden konuşmaya başlamıştır.
Daha ileri bir düzeyde, transit Giza (20° Koç) ile Mısır’ın ikincil ilerletim Mars’ı (20° Aslan) arasında tam üçgen açı var. Burada da yine 5. evi gözlemliyoruz. Açılışın coşkulu kutlama, gösteri ve tören havasını (5. ev – festivaller, sanat, törenler) destekleyen yerleşimleri görüyoruz. Mars aynı zamanda yükselenin (Koç) yöneticisi olduğu için ülkenin dinamik kimliğini, liderlik enerjisini ve kültürel girişim gücünü de simgeliyor.
Sonuç
Görüldüğü üzere burada temsili bir kutlamayı inceledik fakat bu temsil kolektif bir hafızaya da işaret ediyor. Grand Egyptian Museum’un açılış anı tam olarak kolektif bilincin mekân aracılığıyla yeniden uyanışının bir göstergesi diyebiliriz.
Çalışmamızda özellikle bir asteroidi gözlemledik. Göksel göstergeler kendi boyut, birim ve ağırlıklarından bağımsız şekilde kolektif alanda bir bilgi aktarımını yansıtıyorlar. Burada 5249 Giza asteroidi üzerinden gördüğümüz gibi, özellikle adlarını taşıdıkları yerler, uygarlıklar ve kavramlarla alan asteroidlerin sembolik düzlemde şaşırtıcı biçimde dünyasal olaylara yanıt verdiklerini gözlemleyebilirsiniz.
AstroMapping çalışmaları bu noktada yeni bir boyut kazanabilir. Gezegen hatlarının yanı sıra, asteroidlerin mekânsal izdüşümlerini de gözlemlemek, bir yerin bilinçsel enerjisini, ruhsal kodlarını ve tarihsel titreşimini anlamamıza yardım eder.
Çünkü bazen bir asteroid, gökyüzündeki bir koordinat verisinden ibaret değildir; o, bir yerin mitini, sesini ve çağrısını taşır. Tıpkı Giza asteroidi gibi. Ki onun aktivasyonu, Mısır’ın kadim bilgelik mirasının modern dünyada yeniden görünür hale geldiği açılışta sembolik olarak yankılanmaktadır.
Dolayısıyla asteroidleri, yer–zaman–bilinç üçgeninde okumak, gökyüzü ile yeryüzü arasındaki köprüyü yeniden hatırlatır. Aynı köprüden baktığımızda kozmik imzaları birlikte atabiliriz. Yani kolektif düzlemde geçmiş ve geleceği ortak bir mekanda tek bir hikayede birleştiren sembol okuyucuları olabiliriz.
Kenan Yasin Bölükbaşı
10.11.2025, saat 19:23, Aydos / İstanbul
Kaynakça
Birincil Olay ve Coğrafi Bilgiler:
- Wikipedia – Grand Egyptian Museum. “Official opening date and location.” (Erişim: Kasım 2025)
- Google Earth / Cairo Coordinates: Alexandria Desert Road, Giza, Egypt (29°59′N, 31°12′E)
Ulusal Harita Verisi:
- Campion, Nicholas. The Book of World Horoscopes. Wessex Astrologer, 2004. (Egypt Republic chart – 18 June 1953, 23:30 GMT, Cairo)
Asteroid Verisi:
- NASA Jet Propulsion Laboratory (JPL) Small-Body Database: Asteroid (5249) Giza – Discovery 1983 HJ
- Lutz D. Schmadel, Dictionary of Minor Planet Names. Springer, 2003.
Sabian Sembolü Referansı:
- Rudhyar, Dane. An Astrological Mandala: The Cycle of Transformations and Its 360 Symbolic Phases. Vintage Books, 1973. (Cancer 12° – “A Chinese Woman Nursing a Baby Whose Aura Reveals Him to Be the Reincarnation of a Great Teacher.”)
Astrolojik Yorum ve Teknik Yaklaşımlar
- Brady, Bernadette. Predictive Astrology: The Eagle and the Lark. Weiser, 1999.
- Andrade, Ana. Placed-Names Asteroids: The Geography of Symbolic Resonance. (Lecture presented at Locational Astrology Week, Deneysel Astroloji Akademisi, 2022.)
- Yasin, Kenan. AstroMapping: Transits and Progressions Series. Kepler College Library – AstroMapping: Transits and Progressions Collection, 2025.
